Artık, askeri savaşlardan ziyade, ekonomik ve kültürel savaşların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz.
Artık, çağımızda savaşlar eskisi gibi topla tüfekle yapılmıyor. Topla tüfekle yapılan savaşlar sadece orta doğuda yani İslam coğrafyasında yapılıyor. Emperyalizmin yeni savaş taktiklerinden birisi olan ekonomik ve kültürel savaşlar özellikle ekonomisi zayıf olan ülkeleri hedef seçiyor.
Türkiye karşısında kesin olarak askeri zaferler kazanmanın imkansız olduğunu bilen emperyalist ülkeler. Türkiye karşısında ekonomik ve kültürel savaşlar başta olmak üzere dijital, sağlık vb. çok çeşitli savaşlar başlattılar. Esasen, milletimiz savaştan, topyekün savaşı anlar. M. Kemal Paşaya göre de, "Savaş, iki ordunun değil, iki milletin bütün varlıklarıyla, bütün maddi ve manevi güçleriyle karşı karşıya gelmesi ve bir ideal için vuruşması demektir." Savaş yönetimi ve askerlik bilimi literatürüne topyekün savaş öğretisini kazandıran M. Kemal Paşa, "gelecekteki savaşların biricik başarı şartını da topyekün savaşta" görür.
Emperyalist devletler, yeni dönemde askeri savaşlar için savaşçı yetiştirdiği gibi, ekonomik ve kültürel savaşlar için de savaşçı yetiştirmeye başladılar.
Emperyalistler, ülkemiz insanını düşük gelir, yüksek enflasyon ve borç yükü altında ezdirmek istiyor. Buna dur demenin tek bir yolu var! Ekonomik ve kültürel başta olmak üzere her alanda açılan cephelerde savaşacak askerler yetiştirmek.
Bu da gösteriyor ki, hepimizin üzerine görevler düşmektedir. Vatanımızı korumak, sadece askerin ve polisin değil, milletin her ferdinin görevidir. Milleti oluşturan bütün fertler, bu duyarlılık içerisinde bulunursa, işte o zaman vatanın bölünmez bütünlüğü emniyet altına alınmış olur. Aksi halde, her zaman ve zeminde tehlike söz konusudur.
Tek çeşit askeri eğitimin ve eylemin geçerli olmadığı, her türlü savaş için farklı savaş için farklı asker yetiştirmenin, donatmanın şart olduğu bir çağda, vatanı korumayı bir tek kuruma terk etmek, görevden kaçmak demektir. Güvenliğimizi sağlamak için silahlı kuvvetlerimiz tek başına yeterli değil, ekonomik güç ile iç yapıyı kuvvetlendiren kültür de önemlidir. Bu gün en çok ta ekonomik ve kültürel savaşlara karşı donanımlı askerler yetiştirmemiz elzem olmuştur. Devletimizi ve milletimizi emperyalistlerin başlattığı ekonomik ve kültürel savaşlara karşı savunmasız bırakmamak için ekonomi ve kültürel alanda da asker yetiştirmemiz gerekiyor. Ülke olarak ekonomik ve kültürel savaşlara karşı mücadele edecek hazır elaman eksiğimiz hat safhada görünüyor. Bunun için hükümetimize ve özellikle üniversitelerimize büyük görevler düşüyor. Artık, bize bu çağda Atatürk'ün dediği "topyekün savaş" larda görev yapacak askerler lazım.
Fakat, elimizdeki sınırlı sayıda bulunan ekonomik ve kültürel savaşçılarımız emperyal güçlerin ve yerli uzantılarının, başta FETÖ olmak üzere bütün millet düşmanlarının ve masa başında sahte fitne haberleri üretenlerin hedefi halindeler. Millet olarak bu insanlara maalesef sahip çıkamıyoruz. Sahip çıkamadığımız insanlardan birisi de sayın Berak Albayrak. Özellikle Enerji ve Kaynaklar bakanlığı yaptığı dönemde başarılı projelere imza atan Berat Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde de faiz ve döviz lobisine fırsat vermemiştir. Emperyal güçlerin ve yerli uzantılarının hedefi haline gelen bilinçli ve organize olarak göreve geldiği günden beri şer odakları tarafından sürdürülen iftira ve karalama kampanyaları Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı istifa ettirmiştir.
Görevinden af talebi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yerine atanan hemşehrimiz, gururumuz yeni Hazine ve Maliye Bakanı, ekonomi ordusunun başkomutanı sayın Lütfi Elvan’ı tekrik ediyor, yeni görevinde başarılar diliyor, Türkiye ekonomisini daha iyi noktalara getireceğine inanıyor, aldığı emaneti kesinlikle daha iyi bir noktada kendinden sonra geleceklere teslim edeceğine olan inancımı ifade etmek istiyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun.